Editörden

Editör'den... (2014 Sayı 5)

Ertuğrul Uzun



 



Sonbahar, ilkbahara ve yaza atfettiğimiz ne kadar güzellik varsa hepsini alıp götürür. Bir anlamda, doğadan baharı ve yazı çıkardığınızda elinizde kalandır sonbahar (ve kış). Doğanın görünürdeki canlılığının üstünün örtülmesi, yeşilin önce sarıya, sonra kırmızıya dönmesi, nihayetinde tamamen kaybolması… Tam da bu yüzden insan hayatıyla özdeşleştirildiğinde, sonbahar yaşlılığın, ölüme yaklaşmış olmanın, bir ayağı çukurda olmanın karşılığıdır. Etimolojik bir açıklama yapmaktan uzağım; ama biri Farsça diğeri Arapça iki kelimenin, hazan’ın ve hüzün’ün birbirine ne kadar yakıştığını söylemeye gerek yok. Her iki kelimeyi de temellük etmiş bir kültürde, belki de, o yüzden “hüzün ki en çok yakışandır bize”.



 



Tam metin için tıklayınız. (PDF)



 



Beşinci sayının künyesi için tıklayınız. (PDF)