Editörden

Editör'den... (2019, Cilt: 6 Sayı: 1)

Ertuğrul Uzun Hukuk Kuramı’nın kıştan bahara geçişe tanıklık eden bu sayısı, aynı zamanda derginin altıncı yılının da ilk sayısı. Geçen sayıda olduğu gibi 24-25 Kasım 2018 tarihlerinde Eskişehir’de gerçekleştirilen Hukuk ve Distopya Sempozyumu’nun ürünlerini paylaşmaya devam ediyoruz.  Tam metin için tıklayınız. (PDF) İçindekiler ve künye için tıklayınız. (PDF)
Makale

Özgür İradenin Yok Edilişi: Burgess’in Otomatik Portakalı’nda Suçlu Olmak

Ceylan Yaşar   Özet: Karanlık, korku dolu ve kişinin içerisinde yer almayı asla istemeyeceği bir gelecek tablosu çizen distopik eserler günümüz toplumlarının içerisinde bulunduğu tehlikeleri gözler önüne sermesi açısından oldukça önemlidir. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı veya tamamen ortadan kaldırıldığı distopyalarda, birey ve toplumun özgür iradesi her zaman tehlike altındadır. Bir seçim veya seçme hakkından söz etmenin mümkün olmaması distopyaları benzerlerinden ayıran temel noktalardan biridir.   Tam metin için tıklayınız. (PDF)
Makale

Otomatik Portakal ya da Androidler Aleminde Ceza Hukuku ve Kriminoloji

Ozan Erözden   Nörobilim (sinirbilim), çok genel bir tanımla, canlılarda sinir sisteminin yapısı, işleyişi ve bozukluklarını araştıran bilim dalıdır. Çok disiplinli bir araştırma alanı olarak nörobilim; nöroloji, psikiyatri, vb. tıp dalları yanında kimya, genetik bilimi, davranış bilimleri, mühendislik (özellikle bilgisayar mühendisliği), dilbilim, matematik, psikoloji, felsefe, fizik gibi birçok bilim dalıyla ilişkileniyor. Son çeyrek yüzyılda nörobilimin ekonomi, hukuk, eğitim gibi sosyal bilim dallarıyla da ilgisinin kurulduğunu görüyoruz.   Tam metin için tıklayınız. (PDF)
Makale

Tolstoy’da Bir Varoluş Sorunu Olarak Hakikat Sevgisi ve Şiddet

Rukiye Akkaya Kia   İnsanın sahiciliğini gösteren en önemli belirti, ne yaptığı ile ilintili olarak ne zaman yaptığıdır. Tolstoy’un yaşamı ve yazdıkları takip edildiğinde, ahlakçı bir filozof, soylu şımarıklığını merhametine kurban etmiş bir aristokrat, mistik bozguncu ve hatta bir anarşist olarak değerlendirilebilir. Kendisi, insanlığın çektiği acılara bir çare olamadı, ama –kendisininkini de dâhil ederek- acılarına çare bulamayanların yaşadıkları dramları anlattı. Adalet ve hakikat sorununa yönelik her sorgulama, geçişken biçimde toplumda gözlemlediğimiz, kendi öz çıkarı adına diğerinin düştüğü durumu vicdan ile tartmadır. Tolstoy’da …
Makale

Bir Frankenstein Olarak Hukuk ve Hukuk Metodolojisinin İki Yüzü: Ütopya/Distopya

Buket Karaman Özet: Edebiyattan sinemaya, müzikten görsel sanatlara yakın tarihin “şen bilim”inde ütopyadan distopyaya bir paradigma kayması söz konusu gibi. Fantezinin ütopyadan distopyaya savrulduğu kırılma noktasını, aydınlanmanın diyalektiğinde; rasyonalitenin potansiyelinde daha doğrusu aklın irrasyonelin sınırlarına varan yelpazesinde aramak, neden distopya çağında yaşadığımızı anlamak için bir anahtar olabilir. Modernizmle birlikte kök salan ütopyacı tasavvur modernizmin kriziyle birlikte yerini anomalilere bırakmıştır. Bu anomalinin kaynağında aklın ve bilimin mistifikasyonu yatar. Anti-hukuk çağında hukukun bilgisini ararken bulunduğumuz konumun ve çözüm hattının nerede olduğunu anlamanın yolu …
Makale

Tiyatro Tarihinden Anayasa Tarihine: Ölüm Cezasını Tartışmak

Bezar Eylem Ekinci Victor Hugo’nun kaleminden dökülen bu sözler, saatler sonra idam edilecek bir mahkûm tarafından söylenir. Mahkûmun, idam edileceği saate kadar, kendisini öldürmemesi için devlet görevlileri tarafından korunması çelişkili gelebilir. İdam mahkûmu, bir insana yapılacak en büyük işkencelerden birinin, öleceği günü ve saati bilerek, infaz edilmeyi beklemesi olduğunu söyler ve kızını düşünürken şu sözlerle seslenir: “Marie, beni öldürecekler, bunu anlıyor musun? Hem de her şeyin düzene girmesi için törenle, soğukkanlılıkla!” Bir edebiyat eserinden yapılan bu kısa alıntılarda, ölüm cezasına ilişkin …